nerelisin: afro.
çünkü: azınlık olmak zordur. bazen ötekilik ‘oluş’
değil bizzat ‘eylem’dir diye
karşılıyoruz seni bu sayıda. konuya bir
türlü giremeyen kendi dilinin bütün ötekilerine, politik film fragmanlarında kendine
yer bulamayanlara, gerçek figüranlara gelsin bu sayı, neredesin? yerinden
sürülen herkes neredeyse oradayız biz.
şiirlerindeki nokta atışları her cümleden yakalanacak bir
adamla şiirlerimize. ikinci sayıdan hatırlayacaksınız arda van yasin’i. ‘bir kış deliliğine yaktığı ağıt’ eritir bizi, bir şiirin nasıl yakıldığını
gösterir: ‘ babam mesmemur’, ‘düzgün uzamış tek dal sakalım yoktu, her
şey gibi kemikleşiyordum gecede’ diyerek, yalnızlığı, soğuğu, biraz zarif biraz özel bir metin koyultuyor arada, deliliğin zirvesinde gezerken
ayaklarını yerden kesmeyerek şiirinin sacayaklarını oturtmayı ihmal etmiyor.
kendi hastalığına ilaç olarak şiir, şiirine de bir prospektüs yazıyor, lanet
olsun bedencinin girdiği İngilizce dersleri yahut ingilizce seviyem: sevmiyem, edasında buyuruyor şiir. ali erbil ‘amed’in ortasında kropotkin’ okuyarak
‘ve arttıkça sayılar biliyoruz, allah
var’ diyor. ali erbil’de, büyürken
çocukluğunu unutmuş bir hoyrat - hep kullanmak istemiştim- dünyaya
yazılmış hora tepen şiir göreceksin. bekir’e sorsak neden şair oldun diye: bu bir seçim değil der
sanıyorum, wireless, babacan, çaycı gibi üç kelimeden şiire giden müteşekkil
bir adam var: ‘’wirelessı olan babacan
çaycılarda’ bilgisayarında ülkenin ruh hallerini, dokuz aylık oynarken en
çok top sektiren çocuk kadar usta, sekme sekme inceliyor, inceldikçe işliyor
şiir: sekme / neslimiz için kız isimleri
/eslem, berra, zeynep, nur, betül, meryem: /temiz, saf, aslında başka bir isim
olan saliha, tokalaşmamayı radikallik sayan instagram kullanıcısı başörtülü
anime ilerdeki helalim anlamında’’. bekir’i belki anlatırdım ama bu şiiri:
‘hayır, anlatamadım’. afro’ya ikinci sayıda giriş yapan abdulkadir polat bu
sayıda ‘giriş kat’ ve ‘sermest’le şiir mücadelesine davam
diyor, davam demese devam derdi şiire deva anlamında. ‘yokluğu hissedilmez var öyle babalar, okula ara verip para biriktiren
çocuklar’ dizesi giriş kattan intihar sebebi, ‘aramızda tarih yok her buluşmamız milat’ dizesi de sermest’ten bir
yaşamak güzeldir örneği. abdulmuhsin
sönmez ‘aradım açmadın galiba meçhuldün’
şiirinde ‘uluorta soyulmuyor dil’ ve
‘ışıklar ne kadar hızlı yürüyor bugün’
diyerek bilinen kelimelerle bilinmeyen yerlere götürüyor bizi. enes malikoğlu ‘’başında
tc var diye yıllardır trene binmedim / şaka şaka inşaat var o kadar cesur
değilim’’ deyip düşüncelere düşürüyor okuru. o kuru bakışlarıyla bir
imkansızlıktan bakan tarihe fırça kayıyor da olabilir, sürüyor da. kuşlar ölürse yere düşer diyordu ah muhsin
ünlü, adem.maksatsız.’ın ’ kuş
intiharları üzerine’yi okumlarken aklıma
getiremeden edemedim. adem. ‘kulağını
kessen nerde toplanır kan’ diye sarsarak başlıyor çığlığına, ikinci
şiirinde bir alay metodu birleştirmiş olayları, ‘putlar soğuklarda kırılır’. halid metin, ‘’Yusuf ve kuyusu ve Eyüp ve karısı’’ ismini verdiği ‘’eskimiş şiir’’inde kelimelerin soğuk
geçirmemek için sık dokunmuş anlamlarına sığınmış. ömer faruk özkılınç ise ‘’kuş mezarları’’nda ben bu kadar güzel
şiirsel toplumsal eleştiri duymayı hep istedim: ‘Çok sınav oluyoruz çünkü kimse / Kimseye inanmıyor’ diyor.
şiirler, bu kadar.
süleyman unutmaz abi’yle yapılan röpotaj, bekir türker’in
aslı serin eleştirisi, mert erçetin’in ‘kötü
bir romansı:sünepe’si, adem.maksatsız.ın ‘komşum hitler, ben ve tiyatromuz’u, afro 3’ü besleyecek
incelemeler..
sonra ezgi mermerin hikayesi çıkıyor karşımıza: ‘ayna, palto, gözler ve sevmek’ ve mert
erçetin’in mazhar’ı.sonrasında
bekir’in hızına yetişilemeyen dünyanın şiiriyle uğraşan insanların şiir
yaklaşımlarını pratik ve teorik alt başlıklarıyla ‘şiir üreticisinin dağınıklığı, yediği haltlar ve çaresizliği’
isimli denemesiyle bir derdini
paylaşmayı deniyor bizimle. rümeysa sena şahbaz bir incelemeyle aramızda bu
sayıda: ‘şarkıları kendine olan adam ve
arzunun cisimleşmesi’. adalet ağaoğlu’nun
fikrimin ince gülü eseri’ne serin bir
bakış sunuyor. ve son olarak mert öztürk ‘’hala
havlıyor köpekler ‘’ diyor, ve afro 3’ün arka kapağıyla buruştuyor sayfamızı…